16 Eki 2010

YOLLAR

Gelir mi gelmez mi bilmesekte

hep gözler dururuz ya gelecek olanı

Gözümüzü dikip de bakar kalırız yollara.



Hasretleri sarıp sarmalayıp

özlemle büyütüp

yollara salmışız sevdaları



Güneşi batırıp Ay’a yol verip de

hüznüne katıp karanlık kaldırımlara bakıp

ulamışız uç uca uzun ince yolları.



Kimi zaman kardan borandan kapanır

üşütür yürekleri geçit vermez

acımasız hoyrat uzayıp giden yollar.



*GÜL*

7 Eki 2010

GİDİYORUM


Gidiyorum ardıma bakmadan

ağlamadan vedasız,

selamsız sabahsız

gidiyorum...


Alıştırdım yüreğimi hasretin zehrine

içe kanattım yaralarımı

dağladım tuz bastım

gidiyorum...


Anılardan bir avuç aldım

yüreğimin kuytusuna sakladım

ağlamadım acısız sancısız

gidiyorum...



*GÜL*

17 Eyl 2010


Kan oturdu yüreğime

dilim lal;

ellerim böğrümde kaldı yar!


Çıkmaz bir sokağın köşesinde çaresiz

ahlarımla kaldım sessiz

umudum asılı kaldı bir dikenli telde ..


Yokmu çare bu çaresizliğe

neden mahkum oldum sensizliğe?

bir yığın ah keşke var ellerimde ...


Korkularım var!

ben yine benimle kaldım bu alemde

nereden geldi bu kara bulut ya bu sağanak ne?

*GÜL*

14 Eyl 2010

NEREDESİN

Yine  akşam  oluyor
gözüm  yolda  kulağım seste 
öyle  tetikte  beklemekte  yüreğim
belki  bir  ses  bir  nefes  olurya...

neredesin !?

günler geçiyor  ömür  bitiyor
ama,, her  gün,, acı  bir  ilaç  gibi
derdime  çare  olacağı  yerde 
canımı  daha  çok  yakıyor

neredesin !?

umut  soluyor  gün  gün 
yangın  yeri  yüreğim 
alevler  aydınlatmıyor 
kör  gece  katran karası
inadına  ayaz,  üşüyor  ellerim

neredesin!?

her  soluk  ölüm  gibi yokluğun da
ne sen  varsın  nede  senden bir  iz 
arıyor  deli  gönlüm,,  isyanlarda yüreğim
köşe  bucak  yoksun!!!

neredesin!?

*GÜL*

6 Eyl 2010

EYLÜL


Hüznün rengi  Sarıymış kızıla çalan,

bak yaz bitti

Mavi solgun Gri

düşen yapraklarmış kapıyı çalan

sen sandım

Eylülmüş gelen ,

haber vermeden çekip gitmişsin benden...

*GÜL* 

5 May 2010

GÜN

Gün kavuştu gece’ye, özlem ile


Bütün ışıklarını doladı gecenin boynuna

Ama,,,kendi kayboldu gecede…

Gece,,, çekti içine bir nefes gibi bütün günü

Fark edemedi günün öldüğünü…

Oysa,,, ne umutlar vardı günde ışık, ışık

Nasıl bir sevda çıkmazıydı ki,,,

Kavuşunca yok olan kararan solan,,,

Kara yazılmış ya yazı

Gün, gecenin koynunda derin uykuya daldı

Umutlar sabaha kaldı…

*Gül*04.05.2010

27 Nis 2010

ANLAT!!!

Anlat anlat deli gönlüm, anlat yaz yüreğinden ... Anlat




anlat deli gönlüm,



anlat



yaz yüreğinden geleni,



saklama dilinde bırak dökülsün



yar duymaz ise,kalem duysun kağıt duysun



anlat



ne zaman dinecek yürekde ki fırtına boran,ne zaman



ne zaman gökyüzünün maviliği dolacak gönlüme,



ne zaman öpeceğim kirpiğinin karasından



taze baharda kışı yaşamadan



Anlat



anlat dağlara taşlara,



anlat



yankılansın derin vadilerde feryadım,



haykır ağaçlara dallara



gül bilmez ise,arı bilsin bal bilsin



anlat



anlat ki,karanlıklar aydınlansın güneşin parlaklığın da



hüzünler yansın dökülsün yüreğimin kuytularından şehrin sokaklarına,



anlat



anlat deli gönlüm



anlat



Belki ağlıyordur pencerenin ardın da



kendi yanlızlığında boğuyordur hıçkrıklarını



ne düşler akıyordur göz yaşlarından,



anlat



eski bizi anlat



eskimeyen izlerimizi,



anlat deli gönlüm anlat susturma yüreğini



anlat...

TUFAN GENÇ

25 Nis 2010

TÜKENİYORUM

Dudağımın kenarında kırık bir gülümseyiş
gözümün doğrusunda hazin  bir bekleyiş
öylece donmuş beden, 
üşüyorum...
Günler soluyor  her gün ufukta
her karanlığın gecesinde
zindanlarda yüreğim  sensiz sessiz,
üşüyorum...
Gönül,  gönül koymuşta bilen varmı?
umutlar yorulmuş  bezgin,dualara küskün
ellerim,  sıcağına hasret
üşüyorum..
Kayan yıldızların gölgesinde gece ölgün,
gün solgun  güneşe rağmen
üşüyorum...
Deniz kızgın ,ağzı köpük  köpük
Deniz de bir kum tanesi gibiyim
dalgalarla savruldukça eriyor  cismim
küçülüyor yok oluyor
  tükeniyorum...

*Gül*

2 Nis 2010

KAÇ KENDİNDEN.



Uzanmış elleri tutamadım ,

bakan gözlerdeki umudu göremeden,,,
ben yalnızlığa alışamadım

başkaları ilede paylaşamadım hayatı...
Düşmekten korkarak koşamazsın,

oysa nasılda uzaklaşmak için can atıyor duygular...

Kendimle pazarlığım biitmiyor artılar, eksiler karmakarışık ...
Ben varken hiç olmamış onca yaşanmışlık,,,

her biri bir yerde tarumar darmadağınık...
Hayatı ezbere yaşamışım ki silinmiş birşey kalmamış ne yazık...
Kaç kendinden kaç!!!
olurmu bu, insan kendinden kaçabiirmi?

Yoğrulmuşken tam da bu derken var gibi olmak...

Oysa çoktan yok olmuşsun
sesiz çığlıklarda bağırarak...
Ağlamak sızlamak neye, bu nasıl bir ruh hali?
Yıllar yüklenmiş dağ gibi omuzlarında öyle ağır ezilirken bedenin,,,

akıtarak kanını canın çekiliyorken damarlarından...
kaç kendinden kaç zavallı!!!

Ödediğin bedellerde yok olmuşluğun,,,

tokat gibi çarparken yüzüne ...
Senden önce varacağını biliyorsun

bu kaçışın seni neye, nereye götüreceğini...
Aynaya bakmaya korktuğun o çehre sana ait kaçamazsın...
bin kere yüzbin kere inkar etsende,,,

sen sende öyle bir kalmışsın ki ne etsen silemeyeciğin biçimde...
Kaç sen kaçtığını zannederek,,,

kendine koşmaya devam edeceksin ne çare...
Hayat bu herşeyden var içinde...

Sen dünü bugünü yarını gelecek yapmaya uğraş ki,,,

tökezleyip düştüğünde canın çok yanmasın...

Yalnızlığın senin tek can yoldaşın,,,

bu yolda aldığın darbeler kendinle kucaklaşmanda vesile olacak,,,
kaçacak yer olmadığını anlayacaksın,,,

sen sende hep vardın hepde olacaksın...


*GÜL*

21 Mar 2010

TOPRAK ÜŞÜDÜ


Teni değdi toprağa buz gibi!
toprak üşüdü,,,
gencecikti, en  güzel çağıydı hayatının
çok erkendi,,,
ne çok hayali vardı askıda asılı kaldı...
Kara gözlerinde mor halkalar
ufka bakakaldı...
Oysa,,,
uzaklarda atardı yüreği  bedeni burada olsada,
filizi , fidanı yetim kaldı...
Toprağa düştü teni geçti vakit geçti!
 ne çok  üşümüştü buz gibi,,,
toprak üşüdü...
*GÜL*

3 Mar 2010

VAZ GEÇTİM


Acıların içinden çekip alsam beni,
acılarım öksüz kalırmı?
  ya ben!
özlermiyim?
 Durup, durup deştiğim, 
içe kanar  onmaz yaralarımı.
Toplamaktan  vaz geçtim  kırılıp dökülen parçalarımı...
            
GÜL

15 Şub 2010

16 Oca 2010

OLMUYOR!


Olmuyor!

Kırık aynalara bakan yüz gülemiyor,

Onmuyor!

Kanayan yaralar kabuk bağlamıyor.

Sönmüyor!

Yanan ateş, içten içe kor olmuş dağlıyor,

Dinlemiyor!

Yürek söz dinlemiyor için, için yanıyor.

Bitmiyor!

Unutulmuş zanetiğin, hançer, hançer içini kazıyor.

Dinmiyor!

Gözdeki yaş, nede onu körükleyen hoyrat yağmur.

Susmuyor!

Kara kaplıya yazdığın anılar isyan etmiş

Olmuyor!

Ne yüreğim nede benliğim sensiz olmuyor

Doğmuyor!

Karardı dünyam güneş doğmuyor
Geçmiyor!

Ömür biterken özlem bitmiyor...

13 Oca 2010

HAVA AYAZ


Hava ayaz!
Günlerdir güneş yüzünü saklıyor
yüz görümlüğü isteyen gelin sanki,,,
bulutları çekmiş üzerine kalın bir duvak gibi ...
Üşüyor bahçede ki incir ağacı
dalına konmuş, bir minik serçe o da üşüyor...
Hava ayaz!
içeride, yanan soba
dışarıyı ısıtmıyor dal üşüyor toprak üşüyor,,,
Her şey üşüyor...
Hadi güneş aç duvağını göster yüzünü
gülsün yüzün mutlu bir gelin gibi
dağılsın bu, buz gibi kasvet.
(Gül)