26 Nis 2011

GÜN SOLARKEN




Akşam usul usul indi yere

gün solarken

gölgelerle dans ederek.

Ufuk da kızıl gölgeler griye dnüşürken ,,

hızlı adımlarla bir kadın;

topukları ile bağrını dövüyor kaldırımların

belliki geç kalmış belliki bir bekleyeni var.

yoksa ne bu telaş?

koşarcasına gidermi insan yalnızlığına?

Sokak lambaları yandı tek tek

evlerde, perdeler çekilirken

süzülen ışıklar titrek.

Köpekler suskun

kuytulara çekildi kediler,

kuşlar çoktan tünedi

her ne kadar saçak arası bulamasalarda

devasa binalarda,,

baca gölgelerindeki yuvalarına.

Eklemlerimde ince bir sızı

parçalı bulutlu hava

Ay hareli,,

yağmur yağacak belli ki.

Boş sokaklar karanlık sülietlerle yavaş yavaş

teslim olurken geceye

akşam elini tuttu gecenin

bitmeyen sevda ile.

içinde nice hayatlar uykuya daldılar,

bu yolculuk sabahın seherine.

Yeni gün yeni yeni teleşlar ile

topuklar kaldırımların bağrını dövecek yine.

*GÜL*

21 Nis 2011

ÇAY

Yine aklıma düştün yar

muhabbette güzel çay.

Yalnız içildiğin de ne tadı var

bazan duble ,fincan

çoğu zaman ince bellide içilir demli çay..


Kaptırıpta sohbete soğutsak da bardakta

yada,, dalgınlıkla dilimizi damağımızı haşlarız ya..

Şekerli şekersiz

kimi zaman limonlu kekrek

başlarız güne, gün biteerken yine bizimle..


Bazan mehtaba dalarız

dilimizde ezgiler şarkıların makamında

kimi zaman kumsalda yakomoz dansında

yosun kokusu ile yudumlarken

nefaseti alırya bizi bizden..


İşte tamda şu an yine aklıma düştün yar

anladım ki seninle ,

içmeyi özlemişim, demli ince belli çay..



*GÜL*