29 Ara 2009

YÜREKLER ÜŞÜMESİN


Soğuk bir kış gecesinde sokak lambasının ışığı parlarken, bomboş sokakta çıt yok, soğuk besbelli hayvanları bile sindirmiş bir kuytuya.İnsanlar kapatmışlar perdeleripencerelerden sızan loş ışıklar bile üşüyor belli.O evlerde neler yaşanıyor kimbilir,bildiğim tek şey herkes acısını kendi içinde yaşıyor,ne kadar haykırsa da dışarıya,,, bir süre sonra alışılıyor kimsenin dikkatini çekmez oluyor,karışıyor ,sıradanlaşıyor. Hayat acımasız insanlarda ha keza vesselam hayat bişekilde yolunu bulup devam ediyor.Aslında ömür düvünecek kadar uzun değil malesef. İnsan kalbinin sokaklarında yalnız kalmasın; boş sokaklar gün ışığıyla dolacak, koşturan insanlarla soğukta olsa yaş yağmurda olsa.Ağlayan, gülen ömür baki değil, yürekler üşümesin mühim olanda bu zaten.*GÜL*

13 Ara 2009

GÜN BİTERKEN


Bir gün daha geçerken ömrümüzden
nelerden vaz geçtik neleri uğurladık,,,
gün biterken özlemle
sevileni beklerken umutla, mevsim dönerken karakışa...

Deniz çalkantılı hırslı, alacaklı gibi
kıyıları döverken dalgalar,,,
azgın bir boğa gibi köpürmüş ağzı...
Bir kaç martı avazı karışıyor dalga sesine canhıraş...

Rüzgar şarkısını söylüyor
yapraklarla dans ederken,,,
ateşli bir çingene dans ediyor sanki
savrulan etekleri sanırsın, uçuşan yaprakları kızıl ,kahve, sarı...

Güneş bulutlarla saklambaç oynuyor
hissedebiliyorum sıcaklığını,
bir kahve fincanı ısıtırken ellerimi
bulutlu vedalaşırken gün, yağmurlara gebe gece kim bilir neler saklı için de...
GÜL

10 Ara 2009

TUTUN BANA!!!


Sarıl bana birlikte yürüyelim bu yolu

bırakma yarı yolda çaresiz sensiz,,,
tut!tutun bana birlikte yaşlanalım

olma benden ayrı,ben sensiz olamam
bakma öyle çaresiz bırakma beni sensiz...

Ben sensiz yaşarmıyım sensizliğe alışırmıyım,
ne olur tutun bana.

Koptu kopacak umut diye sarıldığım her şey...

Bu bakışı beğenmedim,
güçlü değilim ben

bakamam kendime,,,
iyi bak kendine deme bakamam gitme!!!

Dönüşü yok o yOun benide al
tut beni, tutun bana...

Seni seviyorum benle kal!!!
sevsen beni bırakmazsın

ama, yalnız gidiyosun
bir hastahane odasında bırakıp beni...

Eimi tutunca sevindim, tutunacaksın diye
ama sen; elveda deyip

hakkını helal et!
çünki ben ettim,dedin ve gittin...
26,4.2006
.GÜL.

YAĞMUR


Kasımda geldi yağmur.
Çisil,çisil yumuşacık ılık,ılık ;
ne çok severdin yağmuru,
ben yağmurum derdin.
Yağmur yağdı ben yürüdüm,
ıslandım iliklerime kadar
içimde yılların muhasebesi bitmek bilmiyor,
gözümde sağanak dinmiyor,
ya birde kanayan yüreğim...
Bu yağmurları sevmiyorum
bana seni hatırlatıyor ne çok severdin...
Senin için yürüdüm yollarda, caddelerde, sahilde
yağmura karıştım
her damlası eritiyor
her damlada sana sarılıyor gibi,,,
sevginle ısındı ,
yokluğunla buz kesti yüreğim .
Sendin yağmur bendim...
Kasım yağmurları diner elbet,
gözümdeki sağnak yağış sürecek...
GÜL

9 Ara 2009

YÜREKLER ÜŞÜMESİN


Soğuk bir kış gecesinde sokak lambasının ışığı parlarken,
bomboş sokakta çıt yok,
soğuk besbelli hayvanları bile sindirmiş bi kuytuya.
İnsanlar kapatmışlar perdeleri,
pencerelerden sızan loş ışıklar bile üşüyor belli.
O evlerde neler yaşanıyor kimbilir,
bildiğim tek şey herkes,
acısını da tatlısınıda kendi içinde yaşıyor,
ne kadar haykırsada dışarıya,,,
bir süre sonra alışılıyor kimsenin dikkatini çekmez oluyor
karışıyor ,sıradanlaşıyor...
Hayat acımasız insanlarda ha keza...
Vesselam hayat bişekilde yolunu bulup devam ediyor.
Aslında ömür,
küsüp, kırılıp, gücenecek, düvünecek kadar uzun değil malesef.
İnsan kalbinin sokaklarında yalnız kalmasın;
Boş sokaklar gün ışığıyla dolacak
koşturan insanlarla soğukta olsa yaş yağmurda olsa,
günlük koşturmaca devam edecek.
Ağlayan, gülen,,,
ömür baki değil,
yürekler üşümesin mühim olanda bu zaten...

SEVDA ÖZGÜR OLMALI


Sonuna kadar sevmek.
sevdiğini üzmeden ,yaşayabildiğin kadar.

Paylaşmak acıyıda ,huzuruda ,
korkusuzca direnmek riyakarlığa.

Mutluluğunda; başkalarının gözü kalmamalı,
gıpta ile bakmak ayrı...

Kırık, dökük anılar saldırınca
ne sevdanın tadına varabilir insan nede huzur kalır.

Seviyorsan arkanda göz yaşı olmamalı,
sevdayı dolodizgin yaşayacaksan şayet.

Sevda yürek işi,o yürek yayla gibi olmalı,
açık denizler gibi engin ,

Sevda içinde salınan yelkenli.
sevda özgür omalı...
GÜL

ALIŞAMADIM


Alışamadım yokluğuna ,
ne kadar sürcek bu,,, bunu da bilemiyorum.
Dışarda yağmur yağıyor,
çisil,çisil bazan bir telaş ama,,,
uzun sürmüyor sanki birşeye kızmış gibi,
aynı ben gibi
sesiz sakin ama birden isyan edip hayata,
saman alevi gibi parlasada çabuk geçiyor.
Radyoda hüzünlü bir şarkı nasılda uymuş ortama,
ağlamak istiyor canım gökyüzü gibi,
gerçekleşmeyen hayallerime,
sesizliğe , hasrete , yokluğuna bu bomboş eve ...
Ne zormuş tek başına yaşamaya çalışmak,
herşeye katlanıyorsun da
alışarak yaşamakta zorlanıyorsun ,
bu acıtıyor canını
biliyosun her şeyin farkındasın ama,,,
kendine anlatmaya gelince kelimeler yetmiyor...
Hayat böyle bir şey,
an oluyor güzünden yaşlar geliyor gülmekten,
bazanda karamsarlık sarıyor seni esir alıyor
ne yapsan boş her şey anlamını yitirmiş
sadece büyük bir boşluk,
silmek istesende dünü bu günü nafile
hiç birşeyi görecek durumda değilsin.
Dışarda yağmur yağmaya devam ediyor
gönüldeki fırtına ne gemiler batırmışta,
arkasından yas tutuyor...
Gözlerinde sağnak yağışlar
yürek buz tutmuş ellerim üşüyor...
GÜL

KORKUYORUM GECEDEN


uğuldayan rüzgar acıklı bir şarkı söylüyor

ona eşlik eden yağmur,
tutulamayan göz yaşı gibi.

Neye ağıt yakmış gökyüzü, neden ağlar?

Gün matem tutuyor olmalı ki,
akşam giyinmiş karalarını.

Bereket denen yağmur,
çığlık, çığlığa ağlıyor...

Günün çılgınlığı suskun,
çaresiz umutla bekliyor,

göneşin doğmasını.

böyle geecelerde korkarım yalnızlığımdan,

Rüzgar kurtlar gibi ulurken,
yağmur camları döverken

yoksun yanımda...

Karanlık üzerime ,üzerime yürürken korkarım geceden.

sabah olmuyor,
daha çok var güneşin doğmasına.

Alıştım zannettiğim yalnızlığım

korkutuyor beni böyle gecelerde...

ne çare yoksun , yoksun...

KORKUYORUM GECEDEN

Uğuldayan rüzgar acıklı bir şarkı söylüyor

ona eşlik eden yağmur,
tutulamayan göz yaşı gibi.

Neye ağıt yakmış gökyüzü, neden ağlar?

gün matem tutuyor olmalı ki,
akşam giyinmiş karalarını.

Bereket denen yağmur,
çığlık, çığlığa ağlıyor...

Günün çılgınlığı suskun,
çaresiz umutla bekliyor,

göneşin doğmasını.

Böyle geecelerde korkarım yalnızlığımdan,

rüzgar kurtlar gibi ulurken,
yağmur camları döverken

yoksun yanımda...

Karanlık üzerime ,üzerime yürürken korkarım geceden.

sabah olmuyor,
daha çok var güneşin doğmasına.

Alıştım zannettiğim yalnızlığım

korkutuyor beni böyle gecelerde,,,
ne çare yoksun , yoksun...
.GÜL.

8 Ara 2009

EY SEVGİLİ!


Ey sevgili!!!

yağmurlarla gel, gittiğin yerden…

gözyaşım gibi yakın,

tende eri ak kanıma karış,,,

hapsedeyim damarlarıma bende kal!

Ta ki, bu can bedenden çıkıncaya dek…

Ey sevgili!

Sana sesleniyor yüreğim çığlık, çığlık…

Dön artık dön, dön de bir bak!

Hasretinden yandı kavruldu,

yürek perişan bitap…

gül

YAĞMUR YAĞIYOR.



Ne baharın ılık teması kaldı tende,,,
nede yazın parlayan güneşi...
Gece indi göklerden yeryüzüne
ne ayın titrek ışığı var,,,
nede bir ayak sesi boş sokaklarda...
Karanlık hüküm sürüyor,,,
gizemli gece göz yaşına boğulmuş
hava soğuk üşütüyor!!!
yağmur yağıyor her şeyin üzerine...
Gül

BOŞLUK


Gözlerim öylesine takıldı boşluğa
ne baktığım yeri görebiliyorum
nede, neye bakmak istediğimi bilmiyorum...
Bir rüzgar çıksa diyorum,,,
savursa bedenimi çok uzak diyarlara
Geçermi bu, dolarmı ruhumdaki boşluk...
GÜL

SABRET YÜREĞİM




İsyan etme yüreğim!!!
Ne kadar çok olsada derdin
vardır elbet bir bildiği
derdi verenin...
Sabır aşını içmek varsa nasipte gel!!!
Taşları çatlatalım yüreğim...
Ne çok çentik attık hayat ağacına,
bu son badire diyelim,,,
bir çizik çekelim...
Kim bilebilir ki ne olacak yarın
çıkarmıyız sabaha???
sev dolu , dolu
sımsıkı sarıl sevdiğine,,,
tutun hayata...
Her şey bir gün bitecek nasılsa...
İsyan etme yüreğim!!!
Sebep, suçlu arama
Duayla , sabırla , umutla bak yarına...
Gül

ÇEK GİT BAŞIMDAN


Yangın yeri yüreğim
alevler sardı dört bir yandan
çöl nedir ki bu ne sıcak? kavruldu yürek oldu kebap...
Gözyaşım sağanak kar etmiyor
yandı yüzüm tuz buz tenim,,, sel sularına kapıldı bedenim yürek hala yanıyor!!!
Ey kader!!!
yaptın yine yapacağını yaktın,,,
rahatmısın, benim acımdan nedir çıkarın?
Hep benden önce vardın menzilime
çek ellerini üzerimden!!!
çek git başımdan ne çok şey aldın ellerimden
hala açsın!!!
Korkularıma korkuyla sarıldım umut, umut
kara bulut gibi çöreklendin başıma,,,
gün ortasında karardı dünyam
huzurumu kıskandın
doymadı gözün...
Ey kader!!!
Bu hayat benim sen ne kadar çöreklensende başıma,,,
umurumda değilsin kötülüğünü al ve çek git yoluna...
Bilkİ; her darbede daha bir güçlenmiş olarak dikilip karşına,,, hesap soracağım
yorulan kaçan sen olacaksın bu savaştan...
son sözüm!!!
Hadi,,, son kurşunu da sık ve çek git başımdan...
Gül

SABRET YÜREĞİM


Akşamın alacası indi sulara
kuşlar yorgun son dalışlarını yapıyorlar
birazdan hepsi kaybulup gidecek karanlıklarda
ben yine yalnız!
Gözümü ufka diktim bekliyorum büyük umutlarla...
Günü uğurladık akşam olmakta,
birazdan gece karanlığını örtü gibi serecek üzerimize,,,
Ay yerini alıyor yavaş yavaş
kocaman kızıl bir tepsi gibi,,, çapkın hovarda!
aksini bıraktı denizin göğsüne
nazlı bir kız gibi!
Ay mı?
o çapkın bakışlarla
yukarıdan seyrediyor yakamoz dansını...
Ben mi?
Seni özlüyorum !
bütün bu ahenkte bir sen yoksun bendesin ama,,,
ellerimle dokunamıyorum sana...
sabret yüreğim!
nasılsa bitecek bu özlem sen sevmeye devam et...
gül

SAYMADIM


Hasretinle kaç geceyi sabahlara uladım
ilmek ilmek, nakış nakış...
Kah bir yıldız oldum kaydım,
kah ayın etrafın da bir hale...
Yağmurlara gebe bulutlarla
karanlık gecede,,,
ay ağladı ben ağladım
damla damla düştüm yerlere...
Ay karardı , ben kayboldum
sensizliğin zifirinde...
Kaç gece ümid'e umutla sarılıp sabahladım
gün ağardı ben karardım...
Hasretinle kaç gece sabahladım,
bimiyorum! yorgunum sayamadım...
Gül

BÜTÜN HAYALLERİM SANA ODAKLI.


Vaktini bekleyen çiçekler gibi seni bende saklıyorum
ince keskin bir bıçak yarası
derinden acısın,,,
günün gecenin gailesine kapılıpta
unutulmasın diye...
Güne geceye yayıyoum
sevda çimeni örtüleri,
sevgimle besleyip büyütüyorum...
Bütün hayallerim sana odaklı
seninle çocuklar gibi şen
uçurtmalar uçuracağım gökyüzünde
çimenlerde koşmayı ne çok özledim
bir bilsen...
Geldiğin gün! büyük bir yarışın,
zafer ödülü gibi şaşalı
birazda uçarı şımarıklık yapacağım...
bütün hayallerim sana odaklı...
Kelebekler kadar özgür
özlemin bittiği o gün!
hakimi tek biz olacağız
denizlerin ve sonsuz maviliğin...

UMUDA DAİR


Varlıkla yokluk arası bir yerdeyim,
ne çok derinlerde nede yüzeyde bir yerlerde ama,
askıda kalmış bütün dileklerime,
Umutlar besliyorum yüreğimden
kanımla , canımla geleceğe dair,
yarınlara dünden ertelenmiş...
Ne kadar darbe alsada yüreğim,
ne içindeki çocuğu öldürdü
nede umut beslemekten yorulup usanmadı...
Her yeni gün açılan bir umut kapısı,
ve her açılan kapıdan bir umut girecek içeri sızan ışıkla birlikte,
onları yüreğimin en güzel odasında ağırlayıp besleyip büyütüp
başka yüreklere misafir yollayacağım...
Ne kadar olumsuzluk varsa yüreklerde silip süpürsünler diye...
Hayata dair yaşanılası güzelliklere,
kuş yüreği ama, kocaman umutları sığdırıp ışık , ışık saçılsın diye,
tüm gözü yollarda kalan umut bekleyen hayatın yorduğu bedenlere yüreklere...
Sil baştan yaşamak lazım hayatı sanki bu gün doğmuşcasına...
Yeni bir hayata merhaba diyebilmek,
gülümseyerek gülümsetmek...
Ayaklarımızın yerden kesildiğini hissetmek
olumsuzlukların bir düş olduğunu düşlemek...
Hayattaysak nefes alabiliyorsak
hakkını vermek ve hakkımızı almak lazım
baki olmayan bu dünyadan...
GÜL

BIRAKMA ELERİMİ


Bırakma ellerimi!

ışığa birlikte yürüyelim,

karanlıklara inat.

Bütün yitik duygularımın dönüşünü kutlayalım...

Gözlerimde kal!

Göz yaşımla ıslanmasın güller,

sevgisizliğe inat

sevgi yağmurları yağsın güllere gönüllere...

Güneşim ol!

ışığına sığınan benliğim,

kara kışlara inat

sıcağında güneşlensin üşüyen bedenim...

GÜL

AYDA DANS.


Hayat bazan çok acımasız,

insafsızca savuruyorEylülde düşen yapraklar gibi.

Biten bir şeyler var,tuymaya çalışıpta tutamadığın,

yaşanmışlıklar,yaşayamadıklarımız mı fazla seçmekte zorlandığımız...

Ağlamak bağıra, bağıra kusmak bir şeyleri birikmişleri gözyaşı ile yıkamak,

yürekteki kini, öfkeyi,zehiri dışarı akıtmak,

keşkelerden kurtulmak

saklanmadan, sakınmadan birazda kendin için hesapsız,

kaygısız hatta fütursuzca dolu,dolu yaşamak...

Akibeti ölüm nasılsa...

Ey hayat varmısın dansa!?

gül

ANNEM


Gül yüzlü, gül yürekli annem...

Yollarına güller sersem

gül kokulu ellerinden öpsem doyulurmu sana...

Sinene yaslasam başımı

ellerin gezinirken saçlarımda,,,

ben gül kokunu çeksem içime...

Benim hayatta ki en büyük varlığım en gerçeğim Annem,,,

ben ne etsem de hakkını ödeyemem...

Allahım bile cenneti sermiş ken ayak altına...

güneşim sıcağım Annem

ben hep sana muhtacım yaşım elli, yüz olsada...

Yüreğimin en büyük odası senin

sür safasını öyle seviyorum ki seni tarifi yok

kırdım üzdümse affet...

gül yüzün hep gülsün,,,

gül,

gül ki goncaların da gülsün...

Bulutlanmasın bal sarısı gözlerin

Annem sen benim meleğimsin...

Allahım seni hep esirgesin...

Gül

YAĞMUR


Yağmur vurdu camlara yumruk yumruk ,

gülle gibi , bahçemdeki beyaz gül toprağa düştü boynu bükük...

Neyin isyanıdır bitmedi gitti

karanlığı yırttı çığlık , çılğlık,

sağdan , soldan kararsız öyle yağdı arsız , arsız...

Sancılarla kıvrandı gök kubbe,yerde aksi sedası...

Bazan köprüler kurdu toprağın bağrından ışıklarla,

kim bilir sevdasını böylemi anlatır toprak anaya...

Sağdan soldan kararsız, öyle yağdı arsız, arsız...

Ama ahenkle günül alırcasına kavga sonrası,,

yumuşacık sevdiğinin yüzünü okşarcasına...

Yağmur yağdı gün aydınlanıncaya kadar ,durmaksızın...

Gök kubbenin ilanı aşkıydı göz yaşlarıyla toprak anaya,,

ses ve müzik eşliğinde...

Gün akşama döndü, yağmur hala sürmekte... GÜL

ÜŞÜRÜM


Öyle bir an gelirki hakimiyetini kaybeder
gözlerim,ellerim, beynim ve hatta yüreğim.
Saniyeler ağırlaşır saatin tiktakları duyulmaz olur.
Zaman küsmüş susmuştur o an
işte böyle zamanlarda
yüreğimde onulmaz yaralar kanar.
gözyaşlarım yüreğimin kanına karışır
herşey ama herşey nasılda boş gelir,
hiç bir şeyin anlamı yoktur.
Özlem, hasret esir alır beni söz geçmez söz dinlemez olurum,
yüreğim yanar ama ben ÜŞÜRÜM...
GÜL

GÜNEŞ DOĞACAK


Giden güne ağıtlar yaktım... Ne bir ses nede bir gölge öyle sessiz...Yaralı yüreğim çığlık , çığlık...Yıldızlar, Mehtap kayıp Sanki koca alemde bir ben...Ne bir duyan nede bir gören var,katran gecenin koynunda yapayalnız...Yalnızlık kol gezerken, bu evdeSaatin tik takları kılıç gibi keskin...Akrep yelkovanın peşinde ağır aksakzaman geçmek bilmiyor, inadına yavaş...Ey! kara gece sür safanı Saltanatın nasılsa bitecek...Doğacak güneş pırıl , pırıl günün ilk ışılkarı seni yok edecek... Ve o zaman kapıları ardına kadar açıp güneş te yıkayıp ruhumu, sıcağını sarıp bedenime ...güne şen türküler söyleyecek bu yürek... GÜL

SENDEN VAZ GEÇTİM


Ben senden vaz geçtim... gözlerinde gezinirken yeşil ışıklar yanarken sende,durduğum kırmızı da, ben mor halkalarla boğuldum boğazıma düğümlenen hıçkırıklarda... Ben senden vazgeçtim...damla damla eripte gözlerinden süzüldüm, tuzla yakarak teninden düştüm yara bere içinde...Ben senden vaz geçtim... yüreğim yanarken ateşinle buz gibi sularda , özlemle özlerken vazgeçemezken Ben senden vazgeçtim umutların bittiği yerde...

KAÇ KENDİNDEN


uzanmış elleri tutamadım bakan gözlerdeki umudu göremeden...
ben yalnızlığa alışamadım, başkaları ilede paylaşamadım hayatı...
düşmekten korkarak koşamazsın, oysa nasılda uzaklaşmak için can atıyor duygular...
kendimle pazarlığım biitmiyor artılar eksiler karmakarışık ...
ben varken hiç olmamış onca yaşanmışlık... her biri bir yerde tarumar darmadağınık...
hayatı ezbere yaşamışım ki silinmiş birşey kalmamış ne yazık...
kaç kendinden kaç...
olurmu bu? insan kendinden kaçabiirmi...
yoğrulmuşken tam da bu derken var gibi olmak... oysa çoktan yok olmuşsun
sesiz çığlıklarda bağırarak...
ağlamak sızlamak neye... bu nasıl bir ruh hali?
yıllar yüklenmiş dağ gibi omuzlarında öyle ağır ezilirken bedenin...
akıtarak kanını canın çekiliyorken damarlarından...
kaç kendinden kaç zavallı...
ödediğin bedellerde yok olmuşluğun tokat gibi çarparken yüzüne ...
senden önce varacağını biiyorsun bu kaçışın seni neye, nereye götüreceğini
aynaya bakmaya korktuğun o çehre sana ait kaçamazsın...
bin kere yüzbin kere inkar etsende sen sende öyle bir kalmışsınki ne etsen silemeyeciğin biçimde...
kaç sen kaçtığını zannederek kendine koşmaya devam edeceksin ne çare...
hayat bu herşeyden var içinde... sen dünü bugünü yarını gelecek yapmaya uğraş ki...
tökezleyip düştüğünde canın çok yanmasın...yalnızlığın senin tek can yoldaşın...
bu yolda aldığın darbeler kendinle kucaklaşmanda vesile olacak,,,
kaçacak yer olmadığını anlayacaksın...
sen sende hep vardın hepde olacaksın...(12.12.2008) GÜL

IŞIĞIM OLSAN.


gecenin karanlığında kol kola girmiş korkularım...
elleri hançer , hançer gözleri kurşun gibi...
sesiz gölgelerin içinde ruhum, ecel teri döküyor..
hüzün sıkştırmış köşe bucak...kalbim ha durdu ha duracak...
gözlerimde kan revan sağanaklar ...şafak çok uzak...
kapı çalsa, bir dost ışığı aydınattsa...
korkutan gölgeler kayıplara karışsa...
yağmur gözlerimden değil... gökten tporağa yağsa...
bereket , bereket sadece başaklar... yemyeşil çayırlar...
uzansa uçsuz bucaksız...bu uzun ve kasvetli gecede ...
bir dost, elini uzatsa tutabilsem o eli korkularım yok olsa ...
işığına tünesem küçük bir kuş misali...ağlamasam yok olmasam...
ağlasamda kaybolmasam...
GÜL

SAAT SABAHA ÇEYREK VAR...


Kör karanlık geceler,,,

saat sabaha çeyrek var...
kirpik diken olmuş kapanmıyor gözler,,,

uykuya hasret...
Ne çok boşluk varmış dolmayan,,,

ne hasabım bitiyor,
nede iki kere iki dört ediyor...
Gecenin kıyısında anılar , benimle saklambaç oynuyor...
yok sayılmıyor onca yaşanmışlık,,,

geçmişten nereye nasıl kaçılır?
öyle derinki çizgiler o çizgiler ki birer nehir yatağı,
içinden ömür akıyor...
Kör karanlık geceler , saat sabaha çeyrek var...
*GÜL* 

ADIM GÜL


Adım gül gülmeliyim, ağlamak istesemde ...
Beyaz gülüm ,
masum küçücük umutlarla tutunurken hayata...
Pembe gülüm,
 gülümseyen bebişin yanaklarında al,al...
Kırmızı gülüm,
tutkuyla sevdayla sarmaş dolaş bir yürekte...
Sarı gülüm,
sadık sevgiliye bir ömür ölümüne...
Adım gül gülmeliyim ağlamak istesemde...
Bahçelerde salkım saçak misler gibi renk , renk..
.Adım gül,
özel bir günde gönülden sevgiyle demet, demet sevilene...
Adım gül,
hovardaca nağmelerde raks eden çingenenin gece karası saçlarını süsleyen ,
Adım gül,
dikenlerimi törpüledim,kanatmasın elleri gönülleri diye...
Bülbül yeterince çekmiş cefasını...
Adım gül,
mezar taşına, sıcacık veda göz yaşıyla özlemle ,bütün bir hayatı özetle...
Adım gül,
ben gülünce sende gül! oda gülsün ! herkes gülsün!...
Adım gül,
bu dünyada emanet olsakta, herşeye rağmen ,
 gül güzelliklere vesile başlangıçlarda...
*GÜL*